Bilmeceler

BİLMECELER

Alçacık boyları. kadife donlu.
Geldi mi gelir, gitti mi gelmez?
İçimde akrep var, zarar vermeden turlar.
Ben iki hasretlinin arasında dururum. Onları konuştururum.
Sarıdır sallanır, dalında ballanır.
Geceleri fener, gündüzleri söner.
Yeraltında kırmızı pancar.
Çat orda, çat burada, çat kapı arkasında
Bize ait olduğu halde başkalarının kullandığı şey nedir?
Hem denizde hem karada, evini taşır sırtında
Gökten yağar kar değil, ses çıkarır taş değil, yuvarlaktır top değil, bilin bakalım bu nedir?
Yarım kaşık, duvara yapışık
Nefesi var canı yok, derisi var kını yok
Mavi atlas iğne batmaz, makas kesmez terzi biçmez
Lamba düştü is dedi, tava düştü tan dedi, annem geldi bul dedi
Kat kat açılır, kokusundan kaçılır ?
Karşıdan bir ay doğdu, görenler hayran oldu, annesi beşikteyken kızının kızı doğdu
Karşıdan baktım pek çok, yanına vardım hiç yok ?
İnim inim inler, cümle alem dinler ?
İnce ince kadayıf, bizim hanım çok zayıf, bir kusuru varsa bir gözü kayıp
İki bacaklı keskin bıçaklı ?
Hey ne idim ne idim, samur kürklü bey idim, felek beni şaşırttı , kızgın çöle düşürdü
Hasretleri kavuşturur, dargınları barıştırır ?
Dışı var içi yok, dayak yer suçu yok
Dişim var, ağzım yok
Biz biz idik, otuz iki kız idik, biraraya dizildik
Bilmece bildirmece, el üstünde kaydırmaca
Beş kardeş beşide sanat işler ,dördü giyinmiş biri çıplak?
Baldan şirin zehirden acı, iyilik yapana duacı ?
Yapan satar, satın alan kullanmaz, kullanan göremez
Ayakları su içer, üstünden gelen geçer
Az gitti, uz gitti, dere tepe düz gitti, altı ay bir güz gitti, uyanınca hep bitti.
Dağdan gelir, taştan gelir, bir kükremiş arslan gelir.
Allah yapar yapısını, bıçak açar kapısını.
Sıra sıra odalar, birbirini kovalar.
Ocak başında kuyu, kuyunun içinde suyu, suyun içinde yılan, yılanın ağzında mercan.
Ufacık mermer tası, İçinde beyler aşı, Pişirirsen aş olur, Pişirmezsen kuş olur.
Üstü çayır biçilir, Altı çeşme içilir.
Mavi atlas, Arşın yetmez, Makas kesmez, Terzi biçmez.
Kolu var eli yok, karnı yarık karnı yok
Uzaktan baktım bir karataş, yanına gittim dört ayak bir baş
Yedi delikli tokmak bunu bilmeyen ahmak
Ufacık sandık içine un bastık
Dört ayaklı ayı üstünde kabadayı
Açarsam dünya olur yakarsam kül olur
Uzaktan baktım hiç yok yakından baktım pek çok
Yerin altında kırmızı minare
Denizler gerçekte mavi boya olsaydı ne olurdu?
Yeşil mantolu, kırmızı entarili, siyah düğmeli
Ağzı vardır konuşmaz, yatağı vardır, fakat hiç uyumaz
Şehirden şehire koşarım, köyden köye giderim fakat hiç hareket etmem
Gece gündüz yufka açar!
Yeter Çektiğim!
Kutuplara giden zenci ne olur?
 
 
Sitemizin üyeleri

Hamdi(Açık)

Furkan(Açık)

Yaren(Açık)

Mert(Açık)

Mehmet(Açık)

Sevgi(Açık)

Gizem(Açık)

Oğuz(Kapalı)

Yasemin(Kapalı)

İsmail(Açık)

Ayşe(Kapalı)

Aslı(Kapalı)

Selim(Kapalı)

Burak(Kapalı)

Enes(Açık)
 
Bugün 15 ziyaretçi (18 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol